Takdim
Allah Teâlâ, ahir zaman nebisi Hz. Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’i, en mükemmel sûret ve sîrette yaratmış ve onu âlemlere rahmet olarak göndermiştir. O’nu tanımak ve sevmek, sünnetine ittiba edip ahlâkı ile ahlâklanmak her müslüman için bir vecîbedir. O insanların en doğru sözlüsü, en yumuşak huylusu, en cömert ve mütevâzı olanı idi. Ve onun ahlâkı Kur’an ahlâkı idi. O şahsı için hiç kin tutmaz; bir şeye kızarsa, o şey Şeriat’a aykırı olduğu için kızar, bir şeyi beğenirse, o şey Şeriat’a uygun olduğu için beğenirdi. Kimsenin gönlünü kırmaz, hiç kimseyi hor görmez, kimse ile çekişmez, bağırıp çağırmaz, kimseye kötü söz söylemez ve hiç kimsenin ayıp ve kusurlarını araştırmazdı.
Fakirlere, kölelere, yetim, dul ve kimsesizlere her hususta yardımcı olur, onları görüp gözetirdi. Komşularına iyilik yapar, akraba hak ve hukukuna riayet ederdi. Hülâsa O, en üstün bir ahlâk üzere yaratılmış ve en güzel ahlâkı tamamlamak üzere ba’s olunmuştur. O’nun pâk ve nezih hayatı yaşanılan Kur’an’dı. O’nun fiil, kavl ve takrirleri ise Kur’an’ın en berrak ve en sağlam tefsiridir. O’nun yaşantısını ve sünnetini tanımadan, Kur’an’ı gerçek manâda tanımak mümkün değildir.
O’nun yaşantısı ve sünnetini tanımak hususunda ashabın büyük hizmetleri olmuştur. Çünkü onlar Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in fem-i saadetlerinden sâdır olan sözleri, fiil ve takrirleri en ince teferruatına kadar zabtedip rivayet etmişlerdir.